Bu haftaki kitaplarımızdan ilki "hikaye" ikincisi "şiir". Her iki eser de aynı yazara ait. Kalemini edebiyat ve şiir okyanusunun mavi sularında özgürce kullanan yazar ve şairlerimizden Saadettin Kaplan'ın.
Saadettin Kaplan diş fırçalarken bile bir hikayeyi yazıp bitiren ya da 20 mısralık bir şiiri, hemen yazıveren birisi. Abarttığımı mı zannediyorsunuz, inanın abartm?yorum bir garip adam.
Tanıyanlar bilirler, tanımayanlar ilk karşılaştıklarında Saadettin Kaplan'ı buzdolabına benzetirler. Kuzey kutbundan güneye gelmiş adam hali vardır. Tanıştıktan sonra bir iki kelime konuşma fırsat verilirse sözüne sohbetine doyum olmaz.
Bu son iki kitabında da yine duygularını, gözlemlerini bir güzel kaleme almış ve okuyucularına sunmuş. Saadettin Kaplan'ı, tam olarak anlayabilmek ve tanıyabilmek ve yazdığı eserleri eleştirebilmek veya övebilmek için, mutaka birkaç eserini okumak gerek.
Böyle bir ayrıntıya niye gerek duyduğumu söyleyeyim. Saadettin Kaplan'ı tanımayan ve bir eserini okuyan herkes; onun çılgın ve garip bir adam olduğunu düşünür,doğru karar verebilmek için en az üç dört eserini okumak lazım. Dedim ya bir garip ademdir.
Sayın Kaplan'ın hikayesi "Camda Sinek Ezmek" adını taşıyor. Sadece herkesin kendi gördüğü ve bir başkasından gizleme ihtiyacı duyduğu dünyaları gün yüzüne çıkarmış. Şiir kitabına ise "Düş Bedestanı" adını vermiş. Her iki eseri için de Kaplan şunları söylüyor:
"Hikayede asılolan "tahkiye" sanatı ise de, iyi bir hikaye; örgüsünde okuyucuya bir nakışlık bir ilmeklik boşluk bırakan hikayedir.
Hikayeci, bu boşluğu ustalıkla bırakabilirse, okuyucu onun çizdiği patikadan farkına varmadan yürür.
Ve yine bir hikaye; bittiği zaman, iyi bir okuyucuyu hiç değilse okunduğu sürenin yarısı kadar bir zaman süresince tatlı bir düşünceye salan hikayedir."