HAMSE kelimesi, beş ve bir şairin beş ayrı mesnevisinden oluşan bir esere verilen klasik addır. Yazımızın başlığındaki "mensure" ise, kıymetli dostum şair Sadettin Kaplan beyefendinin imzalayarak lütfedip gönderdiği beş hikaye kitabını tarif içindir.
Değerli dostum, geçtiğimiz ay, beş kitabını gönderdi. Beş kitabın da türü ortak: aşk hikayesi...
Yalnız bu kitaplarda anlatılan aşk hikayesi televizyon kanallarında gördüğümüz süfli aşk hikayelerinden değil..
Bu hikayeler Allah aşkıyla olgunlaştırılan aşk hikayeleri.
Alioğlu Yayınevi tarafından yayınlanan kitaplar:
Asuman ile Zeycan Hurşit ile Mihrimah, Garip ile Senem, Elif ile Mahmut ve Arzu ile Kanber adlarını taşıyor.
Kitapların kahramanları aynı zamanda kitaplara ad olmuş. Her kahramanın serüveni birbirinden kısmen ayrı olmakla birlikte, genel konu aşk hikayesi. Her kitabı birer solukta okudum, desem biraz abartılı gelebilir ama gerçek bu. Her ne kadar bizim yaştakiler için sürükleyicilik unsuru, temel unsur olmaktan çıkmışsa da serüvenler, çevre tasvirleri, ruh tahlilleri ve asıl önemlisi Türk töresi ve inancımızın veriliği açısından oldukça başarılı eserler...
Üslupta Dede Korkut devam ettirilmiş. Eserleri yaş seviyesine göre incelemeyen veya peşin fikirliler için Dedekorkut taklidi gibi görünecek üslup dikkatle irdelenirse, milli bir geleneğimizin devam ettirilmesi endişesi ile kaleme alındığı ortaya çıkacaktır.
Bu bakımdan kitaplara Dedekorkut Kitabının özgün ve yepyeni versiyonu diyebilirsiniz. Özellikle, Sadettin Kaplan kardeşimizin başarılı bir şair oluşu, kitapların nazım ve nesir karışımı bir eser olarak hazırlanmasında etkili olmuş. Üstelik, kitap içine yerleştirilmiş şiirler alıntı değil. Şiirler yazarımızın kendi malı...
Şekil ve üslup tarzı Dedekorkut Kitabını çağrıştırırken yüzlerce yıllık "Âşıklık geleneğimizi de kitapta yaşattığı için Sayın Kaplan' a bir edebiyatçı olarak ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.
Bazı yazarların halk düşmanı olarak tasvir ettikleri ağalar, bu kitaplarda daha sevimli tipler olarak canlandırılmış.
Cumhuriyet öncesi asker tipleri de yazarın asıl mesleğinden aldığı birikimle canlandırılmış. Bu tiplerde de sevecenlik, dürüstlük, vazife aşkı, devlete bağlılık, insan sevgisi ve vatan sevgisi gibi duygular doruğa çıkarılmış.
Hikaye kahramanlarının yetiştiği çevrelerde çizilen koruyucu tiplerin en yakınına yerleştirilen din bilginlerinin sözlerinin son derece geçerli oluşu, Türk islam tarihinin gerçeğini yansıtıyor.
Çevresini tir tir titreten o sert karakterler, kendilerine yön veren, din alimlerinin bir çift sözü karşısında kar topunun güneş karşısında eridiği gibi eriyorlar.
Oğuz Kağan Destanı'nda, Dede Korkut'ta, Selçuklu'da ve Osmanlı'nın Yükselme dönemlerinde resmi otoritenin hemen yanında bulunan ilmi otoritenin müşfik gücünü bu kitaplarda görmek mümkün.
Tertemiz Anadolu yaylalarının kır çiçekleri üstünde hoyratça koşturulan Türk atlarının kişnemeleri kulaklarınızı çınlatıyor. Belki de çocukluğumda her bahar mevsimi otlatırken her düşüşümde mıhlanmış gibi yerinde duran atların hatıraları bu kitaplarla yenilendiği için beni otuzbeş yıl öncesine götürdü...
Ama, hiç olmazsa bizim çocuklarımız da akaryakıtla koşturdukları medeniyet atlarını asfaltlarda koştururken şu kitaplarda yeniden canlanan Anadolu yaylalarının temiz havasıns teneffüs etmiş olurlar.
Türk töresindeki vefa, misafirperverlik ve saygı unsurlarının ustalıkla işlendiği kitaplar, on üç yaşının üstündeki Türk gençleri için kolayca okunabilecek kitaplar...
Bu kitapların lise ve dengi, hatta yedinci sınıftan itibaren ilköğretim öğrencilerinin okuyabilecekleri tavsiyesi alınmış mıdır bilemiyorum. Ben Milli Eğitim Bakanı olsaydım derhal bu kitapları Türk çocuklarına tavsiye ederdim. Sadettin Kaplan'dan milli muhtevalı daha nice eserler bekliyoruz.
Bu vesile ile tebrik ediyor, Sağlık ve başarı dileklerimi sunuyorum.